4 Kasım 2010 Perşembe

AC Milan 2-2 Real Madrid C.F.

Internetten maç izlemem ama arkadaşlarla bir arada olunca bu maç için bir ayrıcalık yaptım. İzlemişken de akılda kalanları bloga not edeyim dedim.

Maçı 20. dakikada açabildiğim için öncesinde olanlar ile ilgili çok fikrim yok ama ben izlemeye başladıktan hemen sonra Milan Zlatan ile çok net bir pozisyondan yararlanamadı. Real Madrid iyi değildi ama yine de maç kaybedecek gibi bir görüntü vermiyorlardı. Buna rağmen Zlatan ilki kadar net olmasa da takımını öne geçirecek fırsatı bir kez daha yakaladı ama kötü bir vuruş yaptı. Ortada geçen oyunda ilk devre sona ermek üzereyken Di Maria’nın harika pasında Higuain Real Madrid’i 1-0 öne geçirdi ve devre de böyle bitti.

İkinci devre oyunun hakimi Real Madrid’di ve Milan rakip kaleye gitmekte zorlanıyordu. Hatta rakip kaleye gitmeye niyetleri yok gibiydi. Real Madrid sahasında rahatça top gezdirirken karşısında bir baskı görmüyordu ve bu durum tribünlerde de homurdanmaya yol açtı.

Ve 60. dakikada İnzaghi oyuna girdi, maçın da gidişatını değiştirdi. Ortada bir pozisyon falan yokken önce Pepe’nin ayağı kaydı ve topu Zlatan’a kaptırdı. Onun ortasında da Casillas fena yumurtladı ve Inzaghi klasikleşen boş kale gollerinden birini attı. Bu golden 5-6 dakika sonra bir kez daha sahneye çıktı ve Milan 10 dakika içinde kimse beklemiyorken öne geçmiş oldu. İkinci gol çok açık ofsayt, hakem nasıl kaçırdı anlamadım. Aslında Inzaghi savunmanın arkasına çok iyi hareketlendi ama pasın zamanlaması kötüydü.

Neticede Inzaghi kendisine çok yakışan iki golle Avrupa kupalarında en çok gol atan oyuncu oldu. Blogda mutlaka bahsetmişimdir, ben Inzaghi’yi zerre sevmem. Takım arkadaşı 5 kişi çalımlayıp buna boş kaleye gol attırır ama Inzaghi gol sonrası x bir finalde en güzel golünü atmış gibi sevinerek tribünlere koşar. Her şeye itiraz eder ve o yüzünün aldığı hal beni çıldırtır ama bunlara rağmen ona saygı duyuyorum. Topsuz oyunda mükemmel, nerede duracağını ondan iyi bilen bir oyuncu olduğunu sanmıyorum. Tekniği çok iyi değildir, toplara mükemmel vurur diyemezsiniz, hızıyla rakipleri paspas eder gibi bir durum da yoktur ama Inzaghi bir şekilde o topu kaleye sokuyor.

Milan öne geçtikten sonra bir İtalyan takımının nasıl zaman öldüreceğini bize en iyi şekilde gösterdi. Yerden kalkmadılar, kornerleri kullanmadılar ve Madrid’li futbolcuları çıldırttılar. İki takımı da sevmem ama Real Madrid-Mourinho birleşmesi onları bende rakipsiz hale getirdiği için dün o durumdan keyif aldım. Milan’ın kazanmasını istiyordum ama futbolun adaleti bu kez yerini buldu. 90+4’de Benzema’nın güzel pasında Pedro Leon vurdu, Abbiatı topu bacak arasından içeri aldı ve maç da berabere bitti.

Mesut iyi değildi, adını çok az duydum. Oyunda olduğu bile fark edilmiyordu. Ronaldo ise milyonların ondan nefret etmekte ne kadar haklı olduğunu yine gösterdi. Şu pozisyonda da kendini rezil etti.

Böylece Real Madrid gruptan çıkmayı garantiledi ve Mourinho da Real Madrid ile yenilmezlik serisini devam ettirdi. Açılışı yapmak için 28 Kasım’ı bekliyoruz.

1 yorum:

Pamukk dedi ki...

çok beklersiniz :O