18 Şubat 2010 Perşembe

Şampiyonlar Ligi 1/16 - İlk Çarşamba

Gecenin iki maçına da hakem damgası vuruldu. “Bizim hakemlere laf ediyoruz, bak Avrupa’da neler oluyor” lafı çok klasik ama herhalde maçı izleyen çok kişi böyle düşünmüştür. Ama o tarafla aramızda bir fark var. Orada hakem hata yaptığında “hata” diyip geçebiliyoruz, burada ise teori yaratmayı çok seviyoruz. Gerçi bu iki hakem artık efsane oldular. Porto-Arsenal maçını yöneten Martin Hansson, Fransa-İrlanda Cumhuriyet maçında Henry’nin elini görmeyen hakem. Diğeri de ünlü Ovrebo.

Arsenal’in eksiklerinin olması kimseye garip gelmiyor, bu maçta da sakat oyuncu sayısı fazlaydı. Porto da çok iyi bir takım, hani lafa gelince “Porto gibi olalım” deriz ya, fersah fersah önümüzdeler. Dün maça da iyi başladılar ve Fabianski’nin hediyesiyle öne geçtiler. Arsenal bu gole bir korner sonrasında Sol Campbell ile hemen karşılık verdi. Çok tempolu ve keyifli geçen ilk devre 1-1 sona erdi. İkinci devrede de takımlar tempolarından fazla bir şey kaybetmemişlerdi ama oyunun sertlik düzeyi biraz da hakemin katkısıyla iyice arttı. Özellikle Porto sertliği biraz da pisliğe çevirdi, herhalde Fabregas hiçbir maçta bu kadar dayak yememiştir. Porto’nun ikinci golü hakkında kim neler dedi bilmiyorum, açıkçası bir kural varsa da benim haberim yok ama ne olursa olsun bence baraj beklenir ve böyle bir gole de izin verilmez. Bir de hakem Porto’lu oyuncu atışı kullandıktan sonra elini kaldırıyor, iyice saçmalıyor.

Bu gol ile maçın skoru da ortaya çıktı. Arsenal de Arshavin’in yokluğunda Nasri ve Diaby de kötü günlerinde olunca üretken olamadılar, o muhteşem pas trafikleri de bozuldu. Özellikle Diaby çok fazla top kaybetti. Artık Porto’nun ufak bir avantajı var ama Emirates’den tur ile dönmeleri benim için büyük sürpriz olacak. Bu maçta sertliği biraz abarttılar, kasıtlı tekmeler attılar ve biraz pisleştiler. Arsenal sahasındaki maça çok konsantre çıkacaktır ve Porto’yu eleyecektir.


Ovrebo’nun maçını ise çok dikkatli izleyemedim, maçın geneli hakkında fazla yorum yapmayacağım. Gerçi zaten maçın hakemi dışında çok fazla bir şeyin konuşulduğunu da sanmıyorum. Bayern’in ilk golünde çalınan penaltı verilmeyebilir ama zaten tartışılması gereken hata da bu değil. Devamında gol olan pozisyonu penaltı ile kesiyor ve penaltıyı verince kırmızı kart göstermesi gereken oyuncuyu da sahada tutuyor. Ve o atılmayan Kroldrup da Fiorentina’nın beraberlik golünü atıyor.

Gobbi’ye gösterilen kırmızı kartı çok eleştirmem, bence de verilebilir. Ama sonrasında Klose’yi atamadı, direkt bileği kırabilecek bir fauldü ama sarı kart çıktı. Son dakikada gelen gol ise skandal, iki metreden bile fazla ofsayt olabilir. Yan hakem yerinde, asıl suçlu tabii ki o ama ofsayt ilk bakışda diğer kaleden bile görülebilecek kadar net. Yan hakem kör diyelim ama bu pozisyon için Ovrebo’ya da laf edilir.

Bayern’in rahat kazanacağını düşünüyordum ama Fiorentina beni yine bir Şampiyonlar Ligi maçında yanılttı. İtalya’daki maça bu hakem kararlarının da etkisiyle daha ayrı bir konsantrasyon ile çıkacaklardır. Tur bence ortada.

2 yorum:

Pamukk dedi ki...

hakemlerimizi seviyorum.

ovrebo ve hannsonun yaptıkları benim takımımın başına gelse biri çıkar vururdu heralde bacaklarından löl

Pamukk dedi ki...

tabi unutmadan, allah belanı versin star tv! cl müziğini bile özlemişim.