2 Kasım 2009 Pazartesi

Kayserispor 1-1 Fenerbahçe

Kayseri zaten Fenerbahçe için en zor deplasmanlardan biri, Fenerbahçe’ye karşı hep ayrı bir motivasyonla oynamışlardır. Bu maç öncesinde de endişelerim fazlaydı, beraberlik önerseler kabul etmeyi ciddi ciddi düşünürdüm. Bilica’nın sorumsuzluğunun cezası hep beraber çekilecekti ve daha da önemlisi Alex tribündeydi. Kadir Has’da zemin kötü, yetmezmiş gibi zeminde su birikintisi oluşturacak kadar yağmur da vardı. Maçın Galatasaray galibiyetinden sonra gelmesi de ayrı bir dezavantajdı. Tribünler boştu, sessiz sakin bir ortam vardı. Benim maçı izlerken sıkıldığım dönemler oldu, futbolcular için de istekli oynamak zor olsa gerek. Özellikle ilk devre sanki bir hazırlık maçı oynanıyordu.

Alex’in yokluğunda Kazım’ın sağa, Mehmet Topuz’un da forvet arkasına geçeceğini düşünüyordum ama görüntü farklıydı. Kazım ve Güiza en uçta oynuyorlardı. İlk devre oyun ortadaydı, Fenerbahçe topa biraz daha fazla sahip oluyordu ama pozisyon yoktu. Gol de zaten kısmete ve Suleymanou’nun şanssızlığı ile geldi. Maç öncesi korkularımdan biri olan zemin Fenerbahçe’ye bir gol hediye etmiş oldu. Kayserispor golden önce de sonra da rakip kaleye ofsaytlar haricinde gidemedi, Volkan 55.-60. dakikaya kadar yere bile yatmadı.
.
Mehmet Topuz sahada hiç yoktu, sadece devre başında direkten dönen topta oynadığının farkına vardık. Gökhan hem hücumda hem savunmada çok yalnız kaldı, maçın sonlarına doğru da oyundan iyice düştü. Kazım da 60. dakika gibi oyundan düşmeye başladı, zaten az olan hücum gücü iyice zayıfladı. Skor avantajı Fenerbahçe’de olmasına rağmen rakip kaleyi hiç tehdit edemedi. Direkten dönen top dışında sadece bir de Güiza’nın hatalı bir karar ile ofsayt diye kesilen karşı karşıya pozisyonu oldu. Bu görüntüde Alex’in yokluğu kadar Güiza’nın rezil performansının da etkisi var. Bugün hiç olmadığı kadar kötüydü, gol kaçırdığı maçlarda yaptığı iyi şeyleri de yapamadı. Bu noktada dikkatimi çeken bir şey de oldu, Emre’nin Güiza’ya karşı olan tavrı. Bütün maç el kol yaptı, Güiza’yı fırçaladı. Hak etmiş olabilir ama zaten adamın psikolojisi bozuk, böyle yapmanın anlamı yok. Bu senenin Fenerbahçe’sinde en sevdiğim özellik oyuncular arasındaki ilişkiydi, bu görüntü beni çok rahatsız etti.

Kayserispor ilk devre Fenerbahçe savunmasını ortadan delmeye çalışıyordu ve hiç başarılı olamamıştı. İkinci devre ise kanatları daha iyi kullanmaya başladılar. Özellikle Mehmet Eren çok etkili oldu ve yorulan Gökhan’ı çok hırpaladı. Emre de yorulmaya başlayınca orta saha da Kayseri’ye geçmeye başladı. Fenerbahçe’nin hücumu ile savunması arasındaki mesafe çok açıldı. Daum’un sarı kart gören Kazım’ı oyundan alması doğruydu, kırmızıya da gidebilirdi ama yerine girecek isim Dos Santos olmamalıydı. Ben ondan önce Semih ve Özer’i düşünürdüm.
.
Bu arada Tolga Özkalfa’nın Kazım’a gösterdiği sarı kart, bir hakem medya ve kamuoyu baskısı ile nasıl saçmalar diye ders olarak gösterilmeli. Adam gözüm topta diyor, İngilizce konuştuğu için pozisyonu anlatırken elleriyle de gözünü işaret ediyor ve sarı kart görüyor. Çok komik. Ama önce Cangele, sonra da sarı kartı olan Saidou gözünün içine bakarak el kol yapıyor, hakemi fırçalıyor ve kart görmüyor. Kazım’a o kartı gösterebilen adam Cangele’nin kart istemesini de, Emre’nin kasıtlı olarak topa elle müdahele etmesini kart ile cezalandırmıyor. Maçın beraberlik golüne kadar sıkıcı geçmesinde de hakemin payı var. Türk hakemi düdük çalmaya çok meraklı ama Tolga Özkalfa zirve yaptı, maçın da içine etti. Her ufak temasa faul çaldı, oyunu çok sık durdurdu. Çizgisini penaltı pozisyonunda da devam ettirdi, çok basit ve bence hatalı bir penaltı düdüğü çaldı. Çaldığı penaltıdan şüphe duyduğu için de kırmızı kartını gösteremedi.
.

Penaltıdan önce Fenerbahçe’de hafif bir ciddiyetsizlik ve gevşeme başlamıştı. Aslında ciddiyeti ve mücadeleyi bırakmadığı 60 dakikalık dönemde Kayserispor karşısında çok da zorlanmamıştı. Beraberlik golünden sonra ise Fenerbahçe dağıldı, özellikle sağ kanat delik deşik oldu. Kayserispor üst üste pozisyonlar bulmaya başladı ama sahneye bence şu an ki formuyla Dünya’nın en iyi kalecileri arasında olan Volkan çıktı ve ikinci gole izin vermedi.
.
Sadece Volkan da değil, Fenerbahçe’nin 1 puan almasına yaptığı katkılardan dolayı Tolunay’a da teşekkür etmek lazım. Makakula’yı oyundan almasına sevinmiştim, bugün kötüydü ama beni tedirgin ediyordu. Onun çıkışından sonra Kayserispor hücumda etkili olduğu için Tolunay haklı sayılabilir ama benim teşekkürüm de zaten bu sebeple değil. Takımının her gelişi pozisyon oluyor, Fenerbahçe dağılmış durumda ama onun oyuncuları yere yatıp zaman geçirmeye başlıyorlar. Üst sıraları hedeflediğini söyleyen Tolunay Kafkas ise oyuncularını gol için teşvik edeceğine 90+2’de oyuncu değiştiriyor. Sonra da bu adamlar Anadolu takımlarının yükselmesine engel olunuyor diye ağlarlar.


Galatasaray’ın Kadıköy’de Aydın ile yakaladığı pozisyon gol olsaydı o maçı çözdüğü ve Rijkaard’ı yendiği söylenen Daum yerin dibine batırılacaktı ki kendisi de buna benzer bir açıklama yapmıştı. O eleştiriler bu hafta fazlasıyla gelecektir, herkes ellerini avuşturarak Daum’a kaptırmaya başlamıştır bile. Tabii ki hataları oldu, bu deplasmanda 3 puanı çekip alabilirdi. Kazım’ın yerine Semih ya da Özer girebilirdi. İleride top tutabilmek için Güiza yerine yine Semih düşünülebilirdi. Gökhan Gönül’ü yalnızlıktan kurtarmak için Mehmet Topuz yerine de bir hamle yapabilirdi ama tercih etmedi. Uğur Boral da hatırlanabilirdi. Bence sahanın iyilerinden olan Wederson’u oyundan alması da hataydı ama yine de eleştirinin sınırını bilmek, her şeyi yerle bir etmemek gerekiyor. Bu takım 34 maçın tamamını kazanmayacak. Bazen oyuncu, bazen hakem, bazen de teknik adam yanlışlıkları ile puanlar kaybedecek. Kızıp eleştiri yapmak normal ama böyle günleri büyük bir istekle bekleyenlere de istedikleri kozu vermemek lazım.

Bu takım 6 zorlu deplasmandan 13 puan çıkardı ve hala lider. Bu takım önümüzdeki hafta oynamadan 3 puan daha alacak ve belki puan farkını tekrar arttıracak. Her ihtimalde 3 hafta sonra oynayacağı Beşiktaş maçına yine lider olarak çıkacak.

Bu takım iyi bir takım ve şampiyonluğun da hala en güçlü adayı.

Hiç yorum yok: