6 Nisan 2009 Pazartesi

TSL 26. hafta

Süper Lig’de 26. hafta az önce biten Gaziantepspor-Galatasaray maçıyla geride kaldı. Galatasaray Baros’un 10. dakikada attığı güzel golle deplasmanda çok önemli üç puan kazandı, kaybedilecek puanlar camiayı Fenerbahçe karşısında galip gelinse bile dönülmesi zor olacak bir kaosa sokabilirdi. Bana mı öyle geldi bilmiyorum ama Galatasaray da Fenerbahçe de bu hafta oynadıkları maçların bazı anlarında üst sıralara oynayan Anadolu takımı görüntüsü verdiler.


Galatasaray yorgundu, özellikle 2. devre oyundan iyice düşeceklerini düşünüyordum ama beklediğim kadar olmadı. Bunda Antep’in o bildiğimiz pas trafiğini ilk 10 dakika haricinde sergileyememesinin de etkisi var. Bugün iyi değillerdi, maçın başını ve son 5-10 dakikayı ayırırsak sadece Tabata kazanmak için bir şeyler yapmaya çalıştı, etkili de oldu. Bu adamı izlemek gerçekten çok keyifli. Erken gelen golden sonra ev sahibi hemen bozuldu, Galatasaray oyunun kontrolünü eline aldı ve pozisyon da buldu. Buna rağmen iyi oynamadı dediğim Gaziantep’in de gole çok yaklaştığı pozisyonlar oldu. Galatasaray savunmasını bugün beğenmedim, sadece Tabata’nın ayaklarına bakan rakibe olmayacak pozisyonlar verdiler. Volkan çok aksıyor, haftaya Gökhan Gönül ve Deivid karşısında Galatasaray buradan çok sorun yaşayabilir.

Baros attığı güzel gol dışında da iyiydi, sarı kart gördüğü pozisyondaki deparını gözden kaçırmamak lazım. Kewell yorulana kadar ayağına aldığı her topu iyi kullandı. Arda’da da milli maç yorgunluğu bariz göze çarptı ama yine de 2-3 etkili pas attı, kötüydü denemez. Antep tarafında ise göze Tabata’dan başka çarpan bir isim olmadı, o da tek başına en fazla bu kadarını yapabilirdi. Baros’un golünden 80. dakikaya kadar olan bölümü izleyen biri ev sahibinin geride olduğunu anlayamazdı, saldırgan değildiler. Son 5-10 dakikada gol için Galatasaray kalesine yüklendiler ve 2-3 net pozisyon da buldular ama biraz da beceriksizlikten golü bulamadılar. Neticede Galatasaray puan kaybını sürpriz görmeyeceği bir deplasmandan üç puanla döndü ve Fenerbahçe karşısına biraz daha dik çıkma şansını yakaladı.


Beşiktaş ve Fenerbahçe maçlarını zaten yazmıştık, Sivasspor’a ise haksızlık yapmaya devam ediyorum. Zor geçmesi beklenen Denizli deplasmanından üç puanla döndüler. İki senedir "bir yerde çökerler" diye bekleyenleri yanıltmaya devam ediyorlar. Makina düzeninde oynuyorlar, sistemleri belli, gireni çıkanı belli, oyun içi aksiyonları belli ve haftalardır bunları aynı başarıyla yapmaya devam ediyorlar. Ben elimden geldiğince teknik direktörün ve başkanın karakterini aklıma getirmemeye çalışıyorum. Futbolculara bakıyorum, sahada yaptıkları doğrulara bakıyorum ve takdir ediyorum.

“Trabzonspor’un düşüşe geçeceğini hep söyledik” klasiğine girmek istemiyorum. Evet çok söyledim ama bu kadarını da beklemiyordum. İBB maçı özelinden bahsetmiyorum, o maçta kaybedilen iki puan benim için çok büyük sürpriz değil ama genel gidişatta bu kadar dibe vuracaklarını düşünmemiştim. Şanssızlık da var, çok gol kaçırıyorlar ama bu çöküşte taraftarın da payı var. Avni Aker’de o şartlar altında futbol oynamak çok zor olsa gerek. Sezon başında yakalamış oldukları o güzel havayı çok çabuk kaybettiler. Sanırım onlar için zirveyi bu kadar uzun süre tepelerde götürmek pek hayırlı olmadı, daha geriden takip ediyor olsalardı bu yeni kurulan kadro üzerinde belki de bu kadar baskı yaratılmayacaktı.

Yapması gerekeni yani işini en iyi şekilde yapan iki takım ligin zirvesine oturdular, belki de lig başından beri zirvedeki ilk kopmayı ortaya çıkardılar. Her şeye rağmen ligin bitmesine 8 hafta var ve bu iki takımın da oynayacağı çok zor maçlar olacak. Önümüzdeki hafta Beşiktaş’ın da Sivasspor’un da işi hiç kolay değil. Pazar akşamı lider de değişmiş olabilir, Beşiktaş’ın iki puan arkasına iki takım da yerleşmiş olabilir. Sami Yen’de ise derbiyi izleyeceğiz. Bir derbi öncesinde iki takımın da aynı anda bu kadar kötü durumda olduğunu ben hatırlamıyorum. Kazanan yarışın içinde kalacak, kaybeden ise son 7 haftada şampiyonu belirleyecek maçların figuranı olacak..

1 yorum:

Pamukk dedi ki...

bu gidişle anadolu, hakemler elele sivası şampiyon yaparlar. malesef.