26 Kasım 2008 Çarşamba

Fenerbahçe 1-2 Porto

Fenerbahçe maça çok iyi başladı. Hücumda iyi pas yaptı, baskı kurdu ve pozisyonlar da buldu. Bu dakikalarda ilk golü bulabilseydi maçı kaybetmezdi ama gol gelmedikçe oyun da yavaş yavaş dengelendi, Emre ve Josico'ya karşı Porto orta sahası rahat top yapmaya başladı ve sonrasında yine bireysel hatalar sonucunda gelen goller ipi erken çekti. Aslında ilk golü yedikten sonra bile oyunun dönebileceğini düşünüyordum ama sahadakiler de tribünler de beklediğimden çabuk çöktü. Hakem hakkında yazmamak olmaz, çok detaya girmeye gerek yok ama İspanyol benim hayatımda gördüğüm en kötü hakemlerden biri, Şampiyonlar Ligi maçlarında gördüğüm en art niyetli hakemdi.

Geçtiğimiz sene Saraçoğlu'na gelirken içimde bir heyecan olurdu, çevremde de bunu gözlemlerdim ama dün stada doğru yürürken Saraçoğlu'na gelenlerin maçtan kopuk, heyecansız hatta neredeyse maça öylesine gelir gibi bir havada olduklarını gördüm. Belli ki sahadaki takımda aynı durumda, aynı psikolojide..

Futbolcular bireysel olarak çok kötü performans sergiliyorlar. Tamam, kadroda çok ciddi bir orta saha sıkıntısı var, Aurelio da aranıyor kabul ama iki Fenerbahçe arasındaki bu büyük farkın sebebi kadro olamaz. Maçın en iyisi dediğimiz Gökhan Gönül'ün bile hemen yanındaki adama pas atarken kaptırdığı 3-4 top var, Deivid gibi bir adam önündeki adama pas atamıyor. Emre ve Josico malum zaten. Volkan fiziksel olarak kalede ama belli ki aklı başka bir yerde, maçta değil. Bir oyuncu en basit şeyleri bile yapamıyorken sistemden, organizasyondan bahsetmenin anlamı yok, futbolcuların performansları neden bu kadar düşük bunu düşünmek lazım. Fenerbahçe maça iyi başladı diyoruz ama o dakikalarda bile her an bir gol yiyebileceği hissini veriyor. Volkan hatalı çıkabilir, Yasin saçmalayabilir, Josico top kaptırabilir ve basit bir gol yenebilir düşüncesi akıldan çıkmıyor ve akla gelen başa da geliyor..

Gökhan Gönül, Uğur ve biraz da Edu ile Roberto Carlos'u kenara ayırıyorum ama bu isimler dışında skordan ve oyundan rahatsız olan başka bir oyuncu yok gibiydi ki beni de zaten yenilgiden çok üzen ve sinirlendiren de bu oldu. Belki de fizik olarak bunu yapacak güçleri yoktu. Aragones'i eleştirme vakti benim için daha gelmedi, zamanı var ama takıma kattığı bir artısını da görebilen herhalde yoktur. Futbolcuların kötü oynamaları, kapasitelerinin yanına yaklaşamıyor olmaları, takımın fizik kuvvet olarak geçtiğimiz sezonun gerisinde olması ve kazanma isteğini kaybetmesi ise eksi hanesine yazılıyor..

Maç öncesi sohbetlerimde de bu maçtan çok Kiev deplasmanının önemli olduğunu söylüyordum, Fenerbahçe kazansa çok iyi olurdu ama beraberlik pek bir şey kazandırmayacaktı. Kiev'i orada yenmek çok zor ama imkansız değil. Kiev de iyi ama o kadar da abartılacak bir takım değil. Futbol bu, bir duran top olur ya da bir oyuncu çıkar maçı alır gelir, hiç belli olmaz ama öncelikle futbolcuların kazanmayı istemesi ve bunun için mücadele etmesi lazım. Dün bunu yapmadılar, umarım Kiev'de yaparlar..

Hiç yorum yok: