24 Kasım 2008 Pazartesi

3-6-1'den 2-1-4-1-2'ye Beşiktaş

Öncelikle ben bu Beşiktaş'ı müthiş derecede Ersun Yanal'ın Gençlerbirliği'ne benzetiyorum. Sivok'un yerine Barış Deniz'i koyun, gerisi de kafanızda ufak ufak şekillenecektir.

Son maçta gördüğümüz takım ile başlayalım:


Bu takım bir çeşit 2-6-2, 2-7-1 gibi oynar gözüktü Eskişehirspor maçında. İleride çok kişiyle basan siyah-beyazlılar rakibi hapsettiler kendi yarı alanlarına. Sivok'un orta sahaya yardımı muazzamdı. Nobre de ülkemize geldiğinden beri en etkili, en formda dönemlerinden birini yaşıyor. Bu haliyle Beşiktaş çekingen takımlara karşı her maç ağır favori. Büyük maçlar önemlidir elbet, ama uzun vadede, kazanman gereken tüm maçları kazanmanın da bir önemi var. Yeteneğiyle bu maçları kazanmaya çalışan bir takıma göre (bkz. Galatasaray'08/09) stratejik olarak her maç rakibe baskın olmayı kafasına yerleştiren takımı tercih ederim.

Sivok'un orta sahadaki ekstralığı Delgado+2santrfor lüksünü taşımaya yardım ediyor, kaldı ki önünde Holosko gibi patlayan bir kontra tehlikesi ile Nobre gibi savaşan bir adam olunca Delgado'dan daha rahat ve yaratıcı bir oyun bekliyor futbol seyircisi. Yalnız rakip Sivok'un ileriye yardım etmesini engellerse, hem orta sahanın yumuşaklığı, hem kanatlarda 1'er adam oluşu kabus gibi çökebilir kartalların üstüne. Bazen duruma göre 4'lüye de dönüyoruz dedikleri şu tarz bir kayma:

Bu baklava 4-4-2, artık '10' numaraları bir yana bırakmak gerek diyenlerin en çok eleştirdiği şablondur. Buna rağmen büyük takımlar en kolay bu taktikte gol bulur doğal olarak ve rakip çok sıklıkla bu taktiğin kusurlarından ceza kesemez zaten. Yine de sadece ve sadece maç içerisinde rakip kurnazlığına karşılık kısa bölümlerde kullanmak üzere bu cevabı hazırlamış Mustafa Hoca (sanıyorum daha doğrusu, belki ilk 11 de başlar böyle bir gün, Mustafa Denizli sürpriz faktörünü başkaları kadar çok sevmez belki, ama kafasında yakıştırdı mı da denemeye cesaret etmeyeyceği şey yoktur).

Gung-ho Kartal:

Bu da 6 yabancı kuralına sadık kalarak modifiye edilmiş acil eylem dizilişi. Bunu veya buna yakınını en azından 3-5 maçta görürüz işler kötü giderken.

Bu kadronun, dizilişin en önemli iki oyuncusu Zapo ve Sivok. Zapo'nun yokluğunda defans güven vermez, Sivok'un yokluğunda ise orta sahada vasatlaşırsın. Bir anda kenardan az orta gelmesi, hücum yükünün Delgado'ya ağır geldiği, Cisse'nin otra sahada defansif olarak yalnızlığı konuşulmaya başlayabilir. Geriye kalan tüm oyuncular birbirleriyle yeterli alternatifli bir durum içindeler.

Zurnanın zırt dediği yer ise kanatlar. Diyelim Seriç - İbrahim Ü - Tello sol kanat için mutlaka iyi bir aday çıkarabilir. (Zira ağır işçiliktir bu iş, üstelik işin zorluğunu umursamayan taraftar da acımasız, hoşgörüsüzdür yanıbaşındaki oyuncuların formsuzluğuna.) Peki ya sağ kanat? SerdarK - Ali - Ekrem... Serdar'ı çok beğeniyorum ama bu pozisyonun adamı değil gibi. Umarım gelişme kaydederek formasını kaptırmaz. Yoksa ocakta transfer gözüküyor buraya. SerdarK da Cisse ve Sivok'un neler yaptığına dikkatlı baksın, lazım olabilir.

Kısa vadede camia ve kadro iştahlanırsa bu sezon başarılı olma şansı var bu takımın. Bir çıt daha yüksek seviyedeki maçlara hazır mı emin değilim ama ligin ikinci yarısında daha net görebiliriz belki bazı şeyleri.

2 yorum:

Arkhe dedi ki...

Hücum etmek adına kağıt üstünde her şey güzel görünüyor da nispeten güçlü takımlara karşı gösterilebilecek savunma direnci? Peki ya kanat savunması? Ne bileyim mesela Gökhan Gönül-Deivid hücumuna karşı Üzülmez-Tello savunması?

Hadi işin savunma boyutunu geçtim hücumdaki organizasyon eksikliği? Göze hoş gelen futbol oynanıyor cümlesi ardına saklanan şişirme toplar?

Beşiktaş Eskişehirspor tipi maçları 3 senedir kazanıyor ama iş Kayserispor, Sivasspor, Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor gibi takımları yenmekte bitiyor ve ne olursa olsun şampiyonluk bu takımları yenmekten geçiyor..

İşte bu yüzden Saraçooğlu deplasmanı bir şeylerin değiştiğini gösterebilmek adına Beşiktaş için de çok önemli.. Bakalım ne değişti, ne gelişti...

Şen Şef dedi ki...

Kanat savunması demişin, haklısın ama sadece savunma olarak bakmamak lazım. Sonuçta kanatlarını defans bloğuna yaklaştırırsın, defanstaki 3'lünün 3. adamı delikleri doldurur ve pozisyon alır. Lucescu ile çok pozisyon vermiyordu Beşiktaş mesela ama rakip iyiyse 5-3-2, 5-4-1'e dönmek durumunda kalıyordu. Bu da kanatta 1 oyuncu oynatmanın bedeli işte, yazıda da dediğim gibi; bi yana çekiştirsen kanattan hücuma top gelmez, diğer yana çekiştirsen rakip kolay orta pozisyonu bulur, gezen forvetlere boşluk verir.

Bence Fenerbahçe maçı bu sistemi değerlendirmek için hala erken. Skor ne olursa olsun. Bu takımın gerçek potansiyelini sezonun ikinci yarısında göreceğiz. Ben şampiyon bile olsalar Hocanın ve kurgusunun gelecek sezona taşınacak kadar güven vermesini beklemiyorum ama belki de yanıltırlar bizi.