3 Ekim 2008 Cuma

Metalist Kharkiv 4-1 Beşiktaş

İlk maç sonrasında Beşiktaş'ın beklendiğinden iyi bir takımla eşleştiğinden bahsetmiştik, dün çok daha iyi ve üstün bir oyun sergilediler, bunda Beşiktaş'ın yokları oynamasının da etkisi mutlaka vardır. Ukrayna futbolunu çok yakından takip etmesem de Metalist'in aldığı sonuçlara ve puan durumuna şöyle bir baktığınızda Shakhtar'ın zirvenin uzağında kaldığı ligin 3. sırasında olması bu takımdan çekinmek için yeterli bir sebep ama basın muhtemelen bu takımı da 3. sınıf ilan edecektir. Bu maça Beşiktaş'ın da ötesinde daha geniş bakmak gerekiyor aslında. Ukrayna futbolu yükseliyor tamam ama bizim de yükselişi geçtim olduğumuz yerde durduğumuz bile söylenemez. Fenerbahçe Kiev'e karşı 90 dakikada pozisyon bulamadı, Süper Lig'in diğerlerine göre nispeten hazır ve iyi gözüken takımı Beşiktaş ise Metalist'e karşı her iki maçta da ezildi.

Dün sahaya çıkan Beşiktaş kadrosunu eleştirecek fazla nokta yok belki de ama bu derece yokları oynamak kabul edilebilir değil. Bobo-Nobre tercihi tartışılır, ben tek forvette her zaman Nobre'yi tercih ederim ama daha hızlı çıkmayı düşünüp Bobo'nun oynatılmasına da saygı duyarım. Tello tercihini eleştirenler olur ama Tello'yu bu formsuz haliyle bile herhalde herkes oynatırdı, benim tercihim sol bek oynatmak olurdu o ayrı. Dün hakkında asıl tartışılması gereken şey takımın bu maça hazır gözükmemesi ve oyuncuların bireysel performanslarının çok düşük olması, belki bunda Belediye maçınının akıllarda kalması da etkili olmuştur. Tello zaten haftalardır kötü, Holosko bu sene çok durgun. Delgado'da da ciddi düşüş var, dün hiç ortada yoktu, kaptanlığı son haftalarda sadece lafta kalıyor. Bobo bence sezon başından beri iyi değil. Eskiye göre çok ağır, yerden kalkamıyor, topla gidecek gücü yok. Gaziantepspor maçında kaçırdığı goller bir kez daha izlenirse bu çok açık gözükecektir. Herkes muhtemelen yine Gökhan Zan'a yüklenecektir ama bence dünün asıl kötüsü takımın en güvenilen isimlerinden biri olan Zapotocny'di. Ben de Gökhan'ın Beşiktaş'da yeri olmadığı düşünüyorum ama yenen 2. ve 3. gollerde topu kaptıran isim de Zapotocny.

İlk gol muhteşemdi, yapacak bir şey yok ama o golden önce de sonra da Beşiktaş kalesinde sürekli pozisyonlar veriyordu. Her ne kadar goller bireysel hatalardan gelmiş olsa da gollerin haricinde Metalist'in kaçırdığı en az 7-8 net gol pozisyonu var. Sürekli pres yapan, hücumda ayağa paslarla oynayıp hızlı çıkarken savunmada 9-10 kişiyle topun gerisinde kalabilen Ukrayna takımına karşı 2. devre yapılacak hamle orta sahadan bir kişi daha eksiltmek olmamalıydı ki oyuna giren Serdar Özkan da bir varlık gösteremedi. Nobre-Bobo değişikliği çok daha etkili olabilirdi. Cisse orta sahada tek kaldıktan sonra maçın daha büyük bir farka gitmemesi bir şanstır, Liverpool'a karşı alınan skor gibi bir skor da çıkabilirdi. Son yarım saatte oyun iyice halı saha maçına döndü, yukarıda yenen bir golün hemen sonrasının fotoğrafı var, kale önündeki isim Nobre..

Ertuğrul Sağlam 1,5 senedir takıma bir sistem, bir oyun anlayışı kazandıramadı. Bu kadar zamandır başında olduğu bir takımda hala her maç oyuncu yerleriyle, sistemle oynamasının ona getirisi sistemsizlik oldu. Beşiktaş'ın elenmesi mümkündü ama ezilmesinin suçlusu Ertuğrul Sağlam'dır. UEFA'da gruplara kalma umuduyla gidilen bir deplasmandan futbol olarak ezilerek hezimetle dönüldüyse Ertuğrul Sağlam'ın suçlanması da normaldir. Benim dün gece kadar suçlayacağım nokta ise ilk maçtır. Gereksiz bir sistem değişikliği ile çıkılan maçta tek farklı skora razı olması dün akşam alınan skor kadar eleştirilmelidir.

1 hafta önce takımlarını şampiyonluğun en güçlü adayı olarak gören taraftarlar bugün umutlarını kaybetmiş olarak Ertuğrul'un hemen istifa etmesini bekliyorlar. Bundan sonra Beşiktaş'ın ve Ertuğrul Sağlam'ın işi çok daha zor, oyun artık onlar için de başladı ki Beşiktaş bu oyuna en dayanıksız takım gibi görünüyor. UEFA'dan elenilmesinden olumlu sonuç çıkarmaya çalışırsak rakipler Avrupa'da oynarken Beşiktaş'ın lige asılmasının avantaj olduğu söylenebilir ama geçmişe dönüp baktığımızda bu maçın Beşiktaş için kırılma noktası olması da mümkün. Ligin geri kalanında son senelerde gördüğümüz senaryoyu tekrar görmemiz sürpriz olmayacak..

Hiç yorum yok: